11 Temmuz 2015 Cumartesi

11 Temmuz Dünya Nüfus Günü

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) tarafından, her yıl 11 Temmuz Dünya Nüfus Günü’nde, nüfusun önemli konularını ele alan bir tema belirlenmekte ve bu temaya ilişkin farkındalık yaratmaya yönelik çalışmalar yapılıyor. UNFPA, 2015 yılı temasını “Kırılgan Nüfus Grupları” olarak belirlemişti. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından 2014 yılında yayımlanan “İnsani Gelişme Raporu”nda, “kırılganlık” kavramı ele alınmış. 

“İnsani İlerlemeyi Sürdürmek: Kırılganlıkları Azaltmak ve Dayanıklılık Oluşturmak” başlıklı bu raporda, insani kırılganlık kavramı “kişilerin yetkinliklerini ve seçeneklerini tüketen olasılıklar” olarak tanımlanmış. Bir anlamda engelli yaşam. Söz konusu raporda, insan hayatının belirli hassas dönemlerini anlatan “yaşam döngüsü kırılganlıkları” kavramına yer veriliyor. Bu hassas dönemler, bir çocuğun hayatının ilk bin gününü ve okul hayatından iş hayatına ya da iş hayatından emekliliğe geçiş gibi dönemleri kapsamakta. Buna göre insanlar dünyaya geldikleri ilk bin günde, okuldan iş yaşamına veya çalışma hayatından emekliliğe geçtikleri dönemlerde sosyo-ekonomik şok ve risklerden daha çok etkileniyorlar.

Genel nüfusa göre yoksulluk ve sosyal dışlanma riski yüksek olan gruplar olarak da tanımlayabilen
kırılgan nüfus gruplarını; yoksulluk ve yoksunluk içinde yaşayanlar, engelliler, çocuklar, gençler, kadınlar, yaşlılar, işsizler, evsizler vb. nüfus grupları oluşturmakta.

Dünya Nüfus Günü için Türkiye İstatistik Kurumu tarafından haber bülteni ve Türkiye ile ilgili veriler yayınlanarak, kırılgan nüfus grubu olarak “engelliler” ele alınmakta ve bu kapsamda yer alan istatistikler sunuldu. Verilerin toplanması ve analizi olarak güzel bir çalışma ve ülkemiz insanlarının konuya duyarlık göstermesi için bir fırsat. Tabii bu farkındalık yaratmayı anlayan farkında olan insanlarımız için! 

Türkiye'de en az bir fonksiyonda zorluk yaşayan kişi sayısı 4 milyon 882 bin 841 imiş. 2011 Nüfus ve Konut Araştırması sonuçlarına göre; görme, duyma, konuşma, yürüme, merdiven çıkma veya inme, bir şey taşıma veya tutma ve yaşıtlarına göre öğrenme, basit dört işlem yapma, hatırlama veya dikkatini toplama fonksiyonlarından en az birinde çok zorlandığını veya hiç yapamadığını belirten kişi sayısı 4 milyon 882 bin 841’dir. Başka bir anlatımla 2011 yılında toplam nüfusun %6,6’sının en az bir engeli var. En az bir fonksiyonda zorluk yaşadığını veya hiç yapamadığını belirtenlerin cinsiyet dağılımı ise; %42,8’i erkek, %57,2’si ise kadın. Toplam nüfusu oranı ise; %5,6’i erkek, %7,5’i ise kadın şeklinde.

Yaş grubu ve cinsiyete göre en az bir engeli olan nüfus, 2011
(Bin)
Yaş grubu Toplam nüfus En az bir engeli olan nüfus En az bir engeli olan nüfusun oranı (%)
Toplam Erkek Kadın Toplam Erkek Kadın Toplam Erkek Kadın
Toplam-Total  74 526  37 431  37 095  4 883  2 088  2 795 6, 6 5, 6 7, 5
0-4  6 186  3 177  3 009   74   40   34 1,2 1,3 1,1
5-9  6 096  3 131  2 965   129   73   55 2,1 2,3 1,9
10-14  6 604  3 387  3 217   139   81   58 2,1 2,4 1,8
15-19  6 314  3 233  3 081   145   85   61 2,3 2,6 2,0
20-24  6 251  3 189  3 062   170   110   60 2,7 3,4 2,0
25-29  6 311  3 212  3 099   166   96   70 2,6 3,0 2,3
30-34  6 466  3 269  3 196   207   111   96 3,2 3,4 3,0
35-39  5 634  2 837  2 797   228   115   113 4,0 4,0 4,1
40-44  4 691  2 393  2 298   241   112   128 5,1 4,7 5,6
45-49  4 825  2 424  2 401   332   143   188 6,9 5,9 7,8
50-54  3 733  1 881  1 853   330   133   198 8,8 7,1 10,7
55-59  3 439  1 706  1 733   417   157   259 12,1 9,2 15,0
60-64  2 530  1 212  1 317   419   149   269 16,5 12,3 20,4
65-69  1 845   865   980   425   158   267 23,0 18,3 27,2
70-74  1 437   643   794   458   169   288 31,9 26,3 36,3
75 +  2 163   870  1 293  1 006   356   650 46,5 40,9 50,3


Yukarıdaki tabloyu irdelediğimizde beni en çok düşündüren ve üzen 70+ yaş grubumuzdaki engellilik oranı. 3600 yaşayan vatandaşımızın 1464'ü engelli, %40 oranı çok yüksek. Bu verilerin 2011 nüfus sayımına dayandığına göre şu an durum daha da vahim olabilir. 65+ yaş grubunda bile 5445 vatandaşımızın engellilik oranını %35 olarak görüyoruz.

Bireyler en çok bir şeyler taşıma veya tutmada zorlanıyor.
Bir şeyler taşıma veya tutmada çok zorlandığını veya hiç yapamadığını belirtenlerin (3 ve daha yukarı
yaş) oranı %4,1. Bu oran erkeklerde, %3,2, kadınlarda ise %5,1.

Yürüme, merdiven çıkma ve inmede zorluk yaşadığını veya hiç yapamadığını beyan edenlerin (3 ve daha yukarı yaş) oranı %3,3. Erkeklerde %2,4 olan bu oran kadınlarda %4,1 ile daha yüksek. Peki bizler ne yapıyoruz çevremizde bu engelli vatandaşlarımıza. Belediyeler gerekli düzenlemeleri yeterince yapıyorlar mı? Yollarımız, kaldırımlarımız nasıl. Belediyeler en azından son/yeni yaptıkları yerlerde sarı boyalı, görme engelliler için kabartmalı yol belirteçleri yapıyorlar. Bu  güzel bir gelişme. Ama maalesef düşüncesiz insanlarımız da buralara otolarını park edebiliyorlar! 

En az bir engeli olan nüfusun işgücüne katılım oranı %22,1.
Nüfusun geneli için işgücüne katılım oranı %47,5 iken, en az bir engeli olan nüfusta bu oran %22,1’dir. En az bir fonksiyonu gerçekleştirmede zorluk yaşayan nüfusun (15 ve daha yukarı yaş) işgücüne katılım oranı erkeklerde %35,4, kadınlarda ise %12,5’tir. Tüm nüfusta iş gücüne katılma oranı erkeklerde %69,2 iken, kadınlarda ise %25,9'dur. Diğer bir ifadeyle engelli nüfusun işgücüne katılım oranı tüm nüfusun katılım oranının yarısı kadar. Gelişmiş ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere bakıldığında çok düşük bir oran.

Yaşamımda en unutamadığım anılarından biri; 1990 yılında Boston'da fotoğraf makinası satın almak için girdiğim bir dükkandı. Doğuştan engelli (sanırım o zamanlar 60+ yaşlarında) kara derili bir kişi bana unutamadığım bir söylemde bulundu. Nereli olduğumu öğrenince Türkiye konusunda anlattıkları, tarihimiz coğrafyamız hakkında bana aktardığı bilgiler müthişti. Nasıl bilebildiğini sorunca oğlu olduğunu söyleyen kişi günlük gazetelerin neredeyse tamamını kendisine okuduklarını devamlı ansiklopedi okutturduğunu ve öğrendiklerini asla unutmadığını anlattı. Fotografçılık ve tekniği konusunda ülkenin en bilinen/danışılanı olduğunu söyledi. Bu konuda kendini çok küçük yaşlardan beri yetiştirmiş.
  
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) tarafından Dünya Nüfus günü olarak ilan edilen 11 Temmuz'da bu yılın konusu olan “Kırılgan Nüfus Grupları”nın çevremizi bilinçlendirmede bizler için fırsat olduğunu düşünerek özellikle yaşlılarımıza hakkettikleri saygıyı gösterelim. Yaşamımızda örnek insan olabilme yolunda ilerleyelim.  


22 Haziran 2015 Pazartesi

Uluslararası Denetim Standartları ve Sermaye Piyasası Kurulu Düzenlemeleri açısından İlişkili Taraf İşlemleri

İlişkili taraf ilişkileri, iş ve ticaretin normal bir parçasıdır. İlişkili taraflar arasında kaynakların, hizmetlerin ya da yükümlülüklerin bir bedel karşılığı olup olmadığına bakılmaksızın transferidir. Şirketler çoğu kez faaliyetlerinin bir kısmını iştirakleri, bağlı ortaklıkları, iş ortakları ile sürdürür. İlişkili taraf ilişkisi, bir şirketin kâr veya zararı ve finansal durumu üzerinde etkili olabilir. İlişkili taraflar, ilişkili olmayan tarafların yapmayacağı işlemler içerisine girebilirler. Örneğin, ana ortaklığına maliyet bedelinden ürün satan bir şirket, diğer bir müşteriye aynı koşullarda satış yapamayabilir. Ve ilişkili taraflar arasındaki işlemler ilişkili olmayan taraflarla yapılan işlemlerle aynı tutarda gerçekleşmeyebilir. Bu gibi durumlarda bir şirketin kar veya zararı ve finansal durumu, ilişkili taraf işlemleri gerçekleşmemiş olsa bile ilişkili taraf ilişkilerinden etkilenebilir. Yalnızca ilişkinin var olması bile, şirketin diğer taraflarla olan işlemlerini etkilemeye yeterli olabilir. Bir bağlı ortaklık, aynı alanda faaliyet gösteren bir başka bağlı ortaklığın ana ortaklığı tarafından satın alınması üzerine, daha önce ticari ilişkide bulunduğu bir şirketle olan ilişkisine son verebilir/vermek zorunda kalabilir. Bir bağlı ortaklığa ana ortaklığı tarafından araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunmaması talimatı verilmiş olabilir. Bunun gibi birçok nedenlerden dolayı, ilişkili taraflarla olan ilişkilerin, işlemlerin ve mevcut bakiyelerin bilinmesi, finansal tablo inceleyenlerin, takip edenlerin, şirketin karşılaştığı riskler ve fırsatlar dahil olmak üzere, şirketin faaliyetleri hakkındaki yapacakları değerlendirmeyi etkileyebilir.

Hissedarlık, bağlı ortaklık, sözleşmeye dayalı haklar, şirketler grubu veya holding çatısı altında olmak,  aile ilişkisi veya benzeri yollarla karşı tarafı doğrudan veya dolaylı bir şekilde kontrol edebilen veya önemli derecede etkileyebilen şirketler, ilişkili şirket olarak tanımlanırlar. İlişkili şirketlere aynı zamanda sermayedarlar ve şirket yönetimi de dahildir.

İlişkili taraf olarak kabul edilen şirketlerde yapılan işlemler hile ve yolsuzluk yapılmasına çok uygun olmaları nedeniyle bağımsız denetim açısından büyük önem taşımaktadır. Bağımsız denetçinin, denetimi planlama safhasında yapması gereken işlemlerden bir tanesi de denetimini gerçekleştirdiği müşteri işletme ile ilişkili olan kişi ve kuruluşları belirlemektir.

İlişkili taraf işlemleri; Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından Türkiye Muhasebe Standartları içinde TMS 24 olarak ilk kez 31 12 2005 tarih, 26040 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu standart o zamandan bu yana sekiz defa güncellenmiş olup, en son güncelleme 18.09.2014 tarih, 29123 sayılı resmi gazetede yayınlanmıştır.

Türkiye Muhasebe Standartları içinde TMS 24’te tanımlandığı şekilde; herhangi bir ilişkili tarafla yapılan işlem, birbirleriyle ilişkili taraf durumunda olan şirketlerin hizmetlerini, kaynaklarını, yükümlülüklerini paylaşmalarıdır. Bu paylaşım da bir bedel söz konusu olmadığı durumlarda işlemin bu niteliğini ortadan kaldırmaz. Örneğin imalat sektöründeki bir şirket ile bu şirketin ortaklığı, bağlı ortaklığı olan ilişkili taraf kabul edilen ve pazarlama işiyle uğraşan bir şirketin aralarındaki ürünlerin pazarlanması işlemi, bedelli de, bedelsiz de olsa ilişkili tarafla yapılan bir işlem olarak kabul edilmektedir.

İlişkili taraf; finansal tablolarını hazırlayan şirketle ilişkili olan kişi veya şirkettir.
Bir kişi veya bu kişinin yakın ailesinin bir üyesi; raporlayan şirket üzerinde kontrol veya müşterek kontrol gücüne veya o şirket üzerinde önemli etkiye sahip olması veya ana ortaklığının kilit yönetici olması durumunda ilişkili taraf demektir.

Şirket; raporlayan şirketlerle aynı grubun üyesi ise, yani bir ana ortaklık, bağlı ortaklık ve diğer bağlı ortaklık ise veya şirketin, diğer şirketin (diğer işletmenin de üyesi olduğu bir grubun üyesinin) iştiraki ya da iş ortaklığı ise veya her iki şirketin de aynı bir üçüncü tarafın iş ortaklığı olması halinde ilişkili taraf demektir.

Türkiye Muhasebe Standartları içinde TMS 24’te İlişkili taraf ile yapılmış olmaları durumunda açıklanması gereken işlemler;
·     Mal alım veya satımı (mamul ya da yarı mamul),
·      Maddi duran varlık ve diğer varlıkların alım veya satımı,
·      Hizmet sunumu veya alımı,
·      Kiralamalar,
·      Araştırma ve geliştirme transferleri,
·      Lisans anlaşmaları kapsamında yapılan transferler,
·  Finansman anlaşmaları kapsamında yapılan transferler (nakdi ya da gayri nakdi krediler ve özkaynak katkıları dâhil olmak üzere),
·      Teminat veya kefalet karşılıkları,
·    Belirli koşullar altında yürürlüğe girecek sözleşmeler 
   (muhasebeleştirilmiş ve muhasebeleştirilmemiş) dahil olmak üzere, gelecekte belirli bir olayın meydana gelmesi ya da gelmemesi durumunda bir şeyin yapılmasına ilişkin taahhütler,
·    Şirket adına veya şirket tarafından söz konusu ilişkili taraf adına borçların ödenmesi.
şeklinde belirlenmiştir.

İlişkili Taraf İşlemleri kavramı Borsa şirketlerinde ise ilk kez Sermaye Piyasası Kurulu tarafından 19.03.2008 tarih, 26921 sayılı resmi gazetede yayınlanan “Sermaye Piyasası Kanunu’na Tabi Olan Anonim Ortaklıkların Uyacakları Esaslar Hakkında Tebliği Seri: IV No: 41” ile yürürlüğe girmiştir. Bu tebliğle ilişkili taraflar arasında yapılan işlemlerin, yaygın ve süreklilik arz eden işlemlerin değerlemesinin nasıl yapılacağı ve kamuoyuna duyurulacağı tanımlanmıştır.

Günümüzdeki uygulamaların dayanağı ise; 30.12.2012 tarih, 28513 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6362 Sermaye Piyasası Kanununda geçerli olan hali tanımlanmıştır. Bu kanunun Kurumsal Yönetim İlkeleri başlığında madde 17 (3)’e göre; Halka açık ortaklıkların, ilişkili tarafları ile gerçekleştirecekleri Kurulca belirlenecek nitelikteki işlemlere başlamadan önce, yapılacak işlemin esaslarını belirleyen bir yönetim kurulu kararı almaları zorunludur. Söz konusu yönetim kurulu kararlarının uygulanabilmesi için bağımsız yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğunun onayı aranmaktadır. Bağımsız yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğunun söz konusu işlemi onaylamaması hâlinde, bu durumun işleme ilişkin yeterli bilgiyi içerecek şekilde kamuyu aydınlatma düzenlemeleri çerçevesinde kamuya duyurulması ve işlemin genel kurul onayına sunulması zorunlu hale getirilmiştir. Söz konusu genel kurul toplantılarında, işlemin tarafları ve bunlarla ilişkili kişilerin oy kullanamayacakları bir oylamada karar alınması gereklidir. Bu maddenin genel kurul toplantısında görüşülmesinde, toplantı nisabının aranmaması, oy hakkı bulunanların basit çoğunluğu ile karar alınması,  uygun olarak alınmayan yönetim kurulu ve genel kurul kararları geçerli sayılması kanun gereğidir.

Yine Sermaye Piyasası Kanunu Örtülü kazanç aktarımı başlığı madde 21 (3)’e göre; Halka açık ortaklıklar ve kolektif yatırım kuruluşları, ilişkili taraf işlemlerinin emsallerine, piyasa teamüllerine, ticari hayatın basiret ve dürüstlük ilkelerine uygun şartlarda gerçekleştirilmiş olduğunu belgelemek ve bu durumu tevsik edici bilgi ve belgeleri en az sekiz yıl süre ile saklamak zorundalar.

Sermaye Piyasası Kanununa göre düzenlemeler yapılarak İlişkili Taraf İşlemleri Sermaye Piyasası Kurulu tarafından 03.01.2014 tarih, 28871 sayılı resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Kurumsal Yönetim Tebliği (II-17.1) içine alınmıştır. Böylece Kurumsal Yönetimin sahası içine dahil edilmiştir. İlişkili taraf işlemleri bu tebliğin üçüncü bölümü madde 9 ve madde 10’da İlişkili taraflarla gerçekleştirilecek işlemler ve Yaygın ve süreklilik arz eden işlemler başlıklarında açıklanmaktadır.

Bu tebliğe göre; Ortaklıkların ve bağlı ortaklıklarının, ilişkili tarafları ile gerçekleştirecekleri işlemlere başlamadan önce, yapılacak işlemin esaslarını belirleyen bir yönetim kurulu kararı almaları zorunludur.

Şöyle ki;
·   Varlık ve hizmet alımı benzeri işlemler ile yükümlülük transferi işlemlerinde; işlem tutarının, kamuya açıklanan son finansal tablolara göre varlık toplamına veya kamuya açıklanan son yıllık finansal tablolara göre oluşan hasılat tutarına ya da yönetim kurulu karar tarihinden önceki altı aylık günlük düzeltilmiş ağırlıklı ortalama fiyatların aritmetik ortalaması baz alınarak hesaplanacak şirket değerine olan oranının, %5’ten fazla olarak gerçekleşeceğinin öngörülmesi durumunda
·   Varlık ve hizmet satışı benzeri işlemlerde; işlem tutarının (varlığın net defter değerinin yüksek olması durumunda net defter değerinin), kamuya açıklanan son finansal tablolara göre varlık toplamına veya kamuya açıklanan son yıllık finansal tablolara göre oluşan hasılat tutarına (varlığın devri, kiraya verilmesi veya üzerinde ayni hak tesis edilmesi durumunda, son yıllık finansal tablolara göre söz konusu varlıktan elde edilen karın ortaklığın sürdürülen faaliyetler vergi öncesi karına) ya da yönetim kurulu karar tarihinden önceki altı aylık günlük düzeltilmiş ağırlıklı ortalama fiyatların aritmetik ortalaması baz alınarak hesaplanacak şirket değerine olan oranının %5’ten fazla olarak gerçekleşeceğinin öngörülmesi durumunda
Yönetim kurulu kararına bağlanır.

Ancak işleme konu varlığın pay olması ve söz konusu payların devrinin borsada gerçekleştirilmesi durumunda değerleme zorunluluğu yoktur.

Ortaklıkların ve bağlı ortaklıklarının ilişkili tarafları ile gerçekleştirecekleri kiralama işlemlerinde ve/veya nakit akışlarının kesin olarak ayrıştırılabildiği diğer işlemlerde işlem tutarı olarak, toplam kira gelir/giderlerinin ve/ veya diğer gelir/giderlerin indirgenmiş nakit akışı yöntemine göre hesaplanan net bugünkü değeri dikkate alınır.

Ortaklıkların ve bağlı ortaklıklarının ilişkili tarafları ile gerçekleştirecekleri ticari işlemlerde; hasılatın %5 oranındaki kısmına isabet eden tutarın, toplam öz kaynakların binde biri oranındaki kısmına karşı gelen tutardan düşük olması halinde; hasılata dayalı oran uygulanabilir olarak kabul edilmez.

Yukarıda belirtilen oranlarda %10’dan fazla bir orana ulaşılacağının öngörülmesi durumunda, değerleme yaptırılması yükümlülüğüne ek olarak işleme ilişkin yönetim kurulu kararlarında bağımsız üyelerin çoğunluğunun onayı aranır. Bağımsız üyelerin çoğunluğunun söz konusu işlemi onaylamaması halinde, gelişme işleme ilişkin yeterli bilgiyi içerecek şekilde KAP’ta açıklanır ve işlem genel kurul onayına sunulur. Konunun görüşüleceği yönetim kurulu toplantılarında, bağlı ortaklıklarının ilişkili tarafları ile ilişkisi olan yönetim kurulu üyeleri oy kullanamaz. Konu genel kurul toplantılarına taşındığı durumda da işlemin tarafları ve bunlarla ilişkili kişilerin oy kullanamayacakları bir oylamada karar alınır.

Ortaklıkların ve bağlı ortaklıklarının ilişkili tarafları ile gerçekleştirecekleri işlemlerde; Yatırım ortaklıklarının ilişkili taraflarından aldıkları portföy yönetimi, yatırım danışmanlığı ve sermaye piyasası araçlarının alım satımına aracılık hizmetleri için herhangi bir hüküm uygulanmaz. Yine benzeri şekilde bankaların ve finansal kuruluşların olağan faaliyetlerinden kaynaklanan ilişkili taraf işlemleri için bu madde kapsamında yer alan yükümlülükleri yerine getirmesi zorunlu değildir.

Sermaye Piyasası Kurulu, gerekli gördüğü takdirde, yukarıda belirtilen oranlara bağlı kalmaksızın ortaklıklar ve bağlı ortaklıkların, ilişkili tarafları veya ilişkili olmayan tarafları arasındaki işlemlerinde değerleme yapılmasını ve sonuçlarının kamuya açıklanmasını zorunlu tutabilir.

Ortaklıkların ve bağlı ortaklıklarının ilişkili tarafları ile gerçekleştirecekleri işlemler yaygın ve süreklilik arz edebilir. Bu halde taraflar arasındaki yaygın ve süreklilik arz eden işlemlerin kapsamı ve bu işlemlere ilişkin şartların yönetim kurulu tarafından karara bağlanması gereklidir. Söz konusu işlemlerin kapsamında ve şartlarında zaman içinde önemli bir değişiklik olursa, konu hakkında alınan karar yeniden yönetim kurulunda değişikliğe göre alınmalıdır.

Ortaklıklar ve bağlı ortaklıkları ile ilişkili tarafları arasındaki yaygın ve süreklilik arz eden işlemlerin bir hesap dönemi içerisindeki tutarının; alış işlemlerinde kamuya açıklanan son yıllık finansal tablolara göre oluşan satışların maliyetine olan oranının veya satış işlemlerinde kamuya açıklanan son yıllık finansal tablolara göre oluşan hasılat tutarına olan oranının %10’dan fazla bir orana ulaşacağının öngörülmesi durumunda, yönetim kurulu kararına ilaveten, ortaklık yönetim kurulu tarafından işlemlerin şartlarına ve piyasa koşulları ile karşılaştırılmasına ilişkin olarak bir rapor hazırlanır ve bu raporun tamamı veya sonucu KAP’ta açıklanır. Oranların hesaplanmasında, aynı nitelikteki işlemlerin toplu değerlendirilmesi esas olup, aynı ortaklık ile yapılan ve farklı nitelikteki işlemlerin her birinin ayrı birer işlem olarak değerlendirilmesi gerekir. Yine alınan bu kararlarda bağımsız yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğunun söz konusu işlemleri onaylamaması halinde, muhalefet gerekçesinin KAP’ta açıklanması zorunludur.

Hazırlanan ilişkili taraflar raporunda;
·  İşleme taraf şirketler hakkında ticaret unvanı, şirket ile ilgili olan faaliyetleri, halka açık olup olmadığı, yıllık bazda aktif toplamı, faaliyet karı, net satışlar gibi özet finansal veriler ve benzerlerini de içerecek bilgi.
·   İşleme taraf şirketlerle olan ilişkilerin niteliği, ortaklığın faaliyetlerine olan etkisi hakkında genel bilgi.
·      İşlemin dayandığı sözleşmenin tarihi, konusu, ticari sır niteliğinde olmamak kaydıyla sözleşmedeki önemli unsurlar, daha önce izahname gibi dokümanlarda yer verilmiş ise buna ilişkin bilgi.
·      İşlemin piyasa koşullarına uygunluğu değerlendirilirken esas alınan kriterler.
İşlemin piyasa koşullarına uygun olup olmadığı hakkında değerlendirme.
gibi hususlara yer verilmesi zorunludur.

İlişkili taraf raporları, Faaliyet raporlarında ve finansal tabloların içinde bulunmasının yanında, ayrıca Kamuoyu Aydınlatma Platformunda Özel Durum Açıklaması olarak açıklanmak zorundadır.

Taraflar arasındaki yaygın ve süreklilik arz eden işlemlerde; temettü dağıtımı, sermaye artırımı nedeniyle yeni pay alma hakkı kullanımı ve yöneticilerin mali haklarına ilişkin ödemeler ile menkul kıymet yatırım ortaklıklarının, gayrimenkul yatırım ortaklıklarının ve girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının ilişkili taraflarından aldıkları portföy yönetimi, yatırım danışmanlığı ve sermaye piyasası araçlarının alım satımına aracılık hizmetleri ile bankaların ve finansal kuruluşların olağan faaliyetlerinden kaynaklanan ilişkili taraf işlemleri için herhangi bir hüküm uygulanmaz.

Ø İlişkili taraf işlemleri; Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından Türkiye Muhasebe Standartları içinde TMS 24 olarak belirtilmiştir.
Ø İlişkili tarafla yapılan işlem, birbirleriyle ilişkili taraf durumunda olan şirketlerin hizmetlerini, kaynaklarını, yükümlülüklerini paylaşmalarıdır.
Ø İlişkili taraf işlemlerine başlamadan önce, yapılacak işlemin esaslarını belirleyen bir yönetim kurulu kararı almaları zorunludur.
Ø İlişkili taraf işlemlerinin görüşüleceği yönetim kurulu toplantılarında, bağlı ortaklıklarının ilişkili tarafları ile ilişkisi olan yönetim kurulu üyeleri oy kullanamaz.
Ø İlişkili taraf işlemlerine yönetim kurulu kararlarının uygulanabilmesi için bağımsız yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğunun onayı aranır.
Ø İlişkili taraf işlemlerini Bağımsız yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğunun onaylamaması hâlinde, kamuyu aydınlatma düzenlemeleri çerçevesinde kamuya duyurulur ve işlem genel kurul onayına sunulur.

Ø İlişkili taraf raporları, Faaliyet raporlarında ve finansal tabloların içinde bulunmasının yanında, ayrıca Kamuoyu Aydınlatma Platformunda Özel Durum Açıklaması olarak açıklanmak zorundadır.

Bu makale Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği yayın organı TKYD Dergisi 27. sayı 56-60 sayfalarında yayınlanmıştır.

http://www.tkyd.org/files/downloads/faaliyet_alanlari/yayinlarimiz/kurumsal_yonetim_dergisi/TKYD_Deryi_Sayi_27_Small.pdf

7 Mayıs 2015 Perşembe

2015 Yılı Finansal Rapor İlan Tarihleri ve Finansal Tabloların Kamuya Açıklanma tarihlerine göre İşlem Yapma/Yapmama Dönemleri



Özellikle Borsada işlem gören şirketlerin Faaliyet ve finansal raporları yatırımcılar açısından önemlidir ve takip edilmektedir. Ülkemizde düzenleyici kuruluşlar konu ile ilgili tarih bildirimlerini her sene saptamakta ve ilgili şirketlere bildirmektedirler. Yatırımcıların ve diğer ilgili kişi/kurumların konu hakkındaki bildirimleri toplu halde inceleyebilmeleri için Merkezi Kayıt Kuruluşu kaynaklı verileri okuyanlara sunuyoruz.

Bunun yanında, Kamuoyu ile paylaşılan finansal tabloların yayınlanma sürecindeki işlemlere ilişkin ilkeler; 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 104 üncü maddesine göre hazırlanan 21.01.2014 tarih, 28889 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Piyasa Bozucu Eylemler Tebliği VI-104.1 ile yayınlanmıştır. Finansal tabloların kamuoyu ile paylaşılma tarihlerine bağlı olarak işlem yapılabilir/yapılamaz dönemler belirlenmiştir. Bu dönemlere göre belirlenen tarih aralıklarında içsel bilgilere sahip kişilerin işlem yapabilme durumları Sermaye Piyasası Kurulu tebliği ile belirlenmiştir.

2015 Yılı Finansal Rapor İlan Tarihleri
Sermaye Piyasası Kurulu'nun tebliğleri kapsamında Borsa İstanbul A.Ş’de işlem gören ortaklıklar, yatırım kuruluşları, payları Borsa'da işlem görmeyen yatırım ortaklıkları, portföy yönetim şirketleri ve fonların (menkul kıymet yatırım fonların, emeklilik yatırım fonları, yabancı yatırım fonları, varlık finansman ve konut finansman fonları 2015 yılı ara donem ve yıllık finansal raporlarının Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) gönderiminde son tarihleri Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından saptanmış, ilgili şirket ve kurumlara bildirilmiştir.

KAP sisteminde, şirket finansal tablo eşleştirilmeleri finansal tablo tipine (konsolide olan / konsolide olmayan, kapsamlı gelir tablosu açısından I. Alternatif/ II. Alternatif veya nakit akış tablosu açısından doğrudan yöntem / dolaylı yöntem) göre eşleştirildiğinden ve bildirimler bu eşleştirmelere göre sisteme kabul edileceğinden, daha önce bildirilen finansal tablo tipinde herhangi bir değişiklik olduğunda KAP'ta özel durum açıklaması yapılması gerekmektedir.

Bağımsız denetimden geçirilen finansal tabloların, KAP'ta yayınlanmadan önce bağımsız denetçi tarafından imzalanması gerektiğinden süresinde yayınlanması için bağımsız denetim kuruluşlarının da gerekli tedbirlerin alması beklenmektedir.

13.06.2013 tarih, 28676 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Sermaye Piyasasında Finansal Raporlamaya İlişkin Esaslar Tebliği (II-14.1) madde 11 gereğince ara donem finansal tabloların bağımsız denetime tabi olduğu hallerde gönderim sürelerine ek süre öngörülmüştür.

Tebliğ gereğince Borsa'da işlem gören ortaklıklar ve Borsa Yatırım Fonlarının finansal raporlarının bildiriminin ilgili günün son seans kapanış sonrasında yapılması gerekmektedir. Buna göre, söz konusu finansal raporlar son gönderim tarihinden önceki bir günde kamuya açıklanmak istenmesi halinde, son seans kapanış saatinden itibaren ertesi günün açılış seansından bir saat öncesine kadar, son gönderim tarihinde ise son seans kapanış saatinden itibaren en geç 24:00'e kadar KAP'a gönderilmesi gerekmektedir.

Tablo I, II, III ve IV’de sadece Borsada işlem gören şirketler ile Varlık Kiralama Şirketleri ve Portföy Yönetim Şirketlerinin Faaliyet/Finansal Raporlarının son yayınlanma tarihleri verilmiştir. Ayrıca Borsada işlem görmeyen Aracı Kurumlar, Bankalar ve Geçici kapalı Aracı kurumların, hesap dönemler, farklı ortaklıkların ve yatırım fonlarının Faaliyet/Finansal Raporlarının son yayınlanma tarihleri de Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından ilgili şirket ve kurumlara bildirilmiştir.

Şirket Tipi
3 Aylık Dönem
Konsolide Olmayan
Konsolide Olan
Rapor Dönemi
Bağımsız Denetim
Faaliyet Raporu
Borsa Şirketleri
30.04.2015
11.05.2015
2015-I
3 aylık

2015
1.3 aylık

Yok
Var
Borsada İşlem Gören Bankalar
11.05.2015
20.05.2015
Var
Var
Borsada İşlem Gören Sigorta Şirketleri
30.04.2015
11.05.2015
Yok
Var
Varlık Kiralama Şirketleri
30.04.2015
11.05.2015
Yok
Yok
Portföy Yönetim Şirketleri
30.04.2015
11.05.2015
Yok
Var
Tablo I


Şirket Tipi
6 Aylık Dönem
Konsolide Olmayan
Konsolide Olan
Rapor Dönemi
Bağımsız Denetim
Faaliyet Raporu
Borsa Şirketleri
10.08.2015
19.08.2015
2015-II
6 aylık

2015
2.3 aylık

Var
Var
Borsada İşlem Gören Bankalar
10.08.2015
19.08.2015
Var
Var
Borsada İşlem Gören Sigorta Şirketleri
10.08.2015
19.08.2015
Var
Var
Varlık Kiralama Şirketleri
10.08.2015
19.08.2015
Var
Yok
Portföy Yönetim Şirketleri
14.08.2015
24.08.2015
Var
Var
Tablo II


Şirket Tipi
9 Aylık Dönem
Konsolide Olmayan
Konsolide Olan
Rapor Dönemi
Bağımsız Denetim
Faaliyet Raporu
Borsa Şirketleri
30.10.2015
09.11.2015
2015-III
9 aylık

2015
3.3 aylık

Yok
Var
Borsada İşlem Gören Bankalar
09.11.2015
19.11.2015
Var
Var
Borsada İşlem Gören Sigorta Şirketleri
30.10.2015
09.11.2015
Yok
Var
Varlık Kiralama Şirketleri
30.10.2015
09.11.2015
Yok
Yok
Portföy Yönetim Şirketleri
30.10.2015
09.11.2015
Yok
Var
Tablo III




Şirket Tipi
12 Aylık Dönem
Konsolide Olmayan
Konsolide Olan
Rapor Dönemi
Bağımsız Denetim
Faaliyet Raporu
Borsa Şirketleri
29.02.2016
10.03.2016
2015-IV
12 aylık

2015
4.3 aylık

Var
Var
Borsada İşlem Gören Bankalar
29.02.2016
10.03.2016
Var
Var
Borsada İşlem Gören Sigorta Şirketleri
29.02.2016
10.03.2016
Var
Var
Varlık Kiralama Şirketleri
29.02.2016
10.03.2016
Var
Var
Portföy Yönetim Şirketleri
31.03.2016
31.03.2016
Var
Var
Tablo IV


Finansal Tabloların Kamuya Açıklanma tarihlerine göre İşlem Yapma/Yapmama Dönemleri

Piyasa Bozucu Eylemler Tebliği VI-104.1’in “İçsel bilgi veya sürekli bilgilere ilişkin piyasa bozucu eylemler” başlığında
Madde 4 (1)‘de; “Mevzuata uygun şekilde kamuya gerekli açıklamalar yapılmadan önce içsel bilgi veya sürekli bilgilere sahip olan kişilerin bu bilgilerin gizliliğini korumaları esastır.” denilmektedir. Madde 4 (3)‘de; “İhraççılar tarafından düzenlenen finansal tablo ve raporlar ile bağımsız denetim raporlarının hazırlandığı hesap döneminin bitimini izleyen günden söz konusu tablo ve raporların mevzuata uygun şekilde kamuya duyurulmasına kadar geçen süre içerisinde, içsel bilgi veya sürekli bilgilere sahip olan kişilerin veya söz konusu kişilerin eşleri, çocukları ya da aynı evde yaşadıkları kişilerin ilgili sermaye piyasası araçlarında işlem yapmaları piyasa bozucu eylem olarak değerlendirilir.” hükmü yer almaktadır.

Bu bağlamda; içsel bilgi veya sürekli bilgilere sahip olan kişilerin veya söz konusu kişilerin eşleri, çocukları ya da aynı evde yaşadıkları kişilerin, ilgili sermaye piyasası araçlarında, 6 aylık ve 12 aylık (yıllık) finansal tablo ve raporların hazırlandığı dönemin bitimini izleyen günden söz konusu tabloların yayınlanmasına kadar geçen süre içerisinde işlem yapmaları piyasa bozucu eylem olarak değerlendirilmektedir.

Bu değerlendirme yapılırken işlem yapma/yapma tarihleri Tablo V ve Tablo VI‘dedir.

İşlem Yapılabilir Dönemler

Konsolide Olmayan
Konsolide Olan

3 Aylık Finansal  Tablolar
30 Gün
01 Nisan
30 Nisan
40 Gün
01 Nisan
10 Mayıs
61 Gün
01 Mayıs
30 Haziran
51 Gün
11 Mayıs
30 Haziran
6 Aylık Finansal Tablolar
52 Gün
10 Ağustos
30 Eylül
42 Gün
19 Ağustos
30 Eylül
9 Aylık Finansal Tablolar
30 Gün
01 Ekim
30 Ekim
40 Gün
01 Ekim
09 Kasım
62 Gün
31 Ekim
31 Aralık
52 Gün
10 Kasım
31 Aralık
Yıllık Finansal Tablolar
30 Gün
02 Mart
31 Mart
20 Gün
12 Mart
31 Mart
Tablo V

İşlem Yapılamaz Dönemler

Konsolide Olmayan
Konsolide Olan
6 Aylık Finansal Tablolar
40 Gün
01 Temmuz
09 Ağustos
50 Gün
01 Temmuz
19 Ağustos
Yıllık Finansal Tablolar
60 Gün
01 Ocak
01 Mart
70 Gün
01 Ocak
11 Mart
Tablo VI


Bu yazı Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği internet sitesinde de yayınlanmıştır.
http://www.tkyd.org/tr/faaliyetler-haberler.html