8 Mart 2016 Salı

Yönetimde Kadın

"Dünya Kadınlar Günü"nde Kadınların yönetimde yer alması...


Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği “Yönetim Kurulu Serisi”nin I. yayını olarak hazırlanan ve 14 Ocak 2016’da kamuoyu ile paylaşılan “Bağımsız Yönetim Kurulu Ücret Araştırması”nda[1] payları borsada işlem gören şirketlerde 856 Bağımsız Yönetim kurulu üyeliğinden 86’sının Kadın üyelerden oluştuğu saptamıştır. Bu verilere göre 66 Kadın Yönetim Kurulu üyesi, şirketlerin Yönetim kurullarında yer almaktadır. Birden fazla hatta üç, dört farklı şirkette görev alan kadın yönetim kurulu üyelerinin olduğu görülmektedir.

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin “Yönetim Kurulu Serisi”nin II. yayını olarak hazırlanan ve 24 Mart 2016’da kamuoyu ile paylaşılacak “BIST Şirketleri Yönetim Kurulları Araştırması”nda[2] ise 513 şirketin Yönetim Kurullarının yapısı analiz edilmiştir.

Kurumların yüksek performanslı, rekabetçi ve uluslararası yönetim ilkelerine sahip, paydaşlarına en fazla değer yaratan kurumlar haline gelmesi, yönetim kurullarının yapı, faaliyet, etkin çalışmalarının Kurumsal yönetimin en önemli konularından olduğu açıktır. İş hayatında nitelikli eğitim ve deneyim sahibi kadınların şirketlerde gerek icra yönetiminde en üst kademelerde, gerekse Yönetim kurullarında yer alması kurumsal yönetimin çeşitliliği açısından da çok önemlidir. Bu ülkemizde de her zaman desteklenen ve son yıllarda artan bir trend kazanan bir olgudur.

TUİK[3] kazanç yapısı araştırmalarında yönetici pozisyonunda kadınların erkeklere göre % 7,3 oranında fazla ücret aldıkları saptanmıştır. 2010 yılına ait olmakla birlikte bu konuda yayınlanan en son veri olarak TUİK tarafından ilan edilen bu raporda profesyonel meslek gruplarında bu oran erkekler lehine % 19,4 daha fazladır. Bundan nicelik açısından olmasa da yönetici kademesine geçen kadınların ücretlerinin daha fazla olduğu sonucuna varmak mümkündür. Ancak diğer kademelerde ücretlendirmede kadına göre negatif bir sonuç olduğu söylenebilir.

TUİK Ocak 2016[4] verilerine göre 15 ve daha yukarı yaş üstü nüfus olan 58 Milyon 366 bin kişiden 28 Milyon 802 bini iş gücüne dahil olmayan nüfustur. Bu nüfusun 11 Milyon 303 bini ev işleriyle meşgul olarak belirtilmektedir. Buradan işgücüne dahil olmayan nüfusumuzun %39,2’sinin çalışabileceği halde çalışmayan kadın nüfus olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’nin eğitim istatistiklerinde kadın/erkek verilerine bölgesel anlamda bakıldığında kadın aleyhine çok büyük farklar olmadığı, eğitim durumunda her seviyede yaklaşık oranlar olduğu söylenebilir. Diğer bir yaklaşımla ülkemizde çok önceki geçmiş yıllara göre kadın açısından negatif bir ayrımcılık yoktur. Burada önemli olan husus eğitim görmüş kadın nüfusumuzun, aldığı eğitimin gereği ve karşılığı olarak iş gücüne katılımının desteklenmesidir. TUİK 2013[5] verilerine göre 15 ve daha yukarı yaş nüfusu 57 Milyon 419 bin kişidir. Bu nüfusta kadın erkek oranı hemen hemen aynıdır. Okuma yazma bilmeyenlerde 443 Bin erkek, 2 milyon 200 bin kadın şeklindedir. Ancak yönetici kademesini ilgilendiren yüksek okul, yüksek lisans, doktora mezunu nüfusumuza baktığımızda; 1 milyon 518 bin toplam yüksek okul mezununun % 48 oranıyla 728 bininin kadın, 171 bin toplam yüksek lisans mezununun % 48 oranıyla 74 bininin kadın, doktora toplam mezunun 40 bin kişinin % 43 oranıyla 17 bininin kadın olduğunu görmekteyiz. Sayı olarak olmasa da kadın/erkek açısından oranların ülkemiz adına sevindirici olduğunu düşünebiliriz.

Ülkemizde iş hayatında ücret, işe alım ve terfi süreçlerinde cinsiyete özel kriterler tanımlanmasının özellikle son yıllarda yüksek oranda yapıldığı söylenemez. Cinsiyete göre adil davranılması, eğitim, bilgi, deneyim ve edinimlere göre tercih yapılması iş hayatında cinsiyet çeşitliliği ve kadının güçlendirilmesi, ekonomik ve sosyal kalkınma açısından gereklidir. Kadınların özelikle yönetimde yer alması çeşitlilik, yaratıcılık ve yenilikçilik açısından büyük önem arzetmekte, çeşitliliğe sahip yönetim kurullarının daha yerinde kararlar alabildiği gözlenmektedir. Şirketlerde kadınların yönetici rollerini üstlenmeleri, kadınların istihdama katılımı ve yönetsel etkinliğinin arttırılması ülkemizin yararınadır.  

İş hayatında karşılaştığı sorunlar yanında kadın; aile yaşamında iş ve aile sorumluluklarının çatışması, ev işleri ve çocuk yetiştirme gibi sorunlarla karşı karşıya kalabilmektedir. Ancak aile hayatında karşılaşılan sadece kadın olmanın getirdiği ve toplumsal cinsiyet rollerinin doğurduğu sorunlar gittikçe önemini yitirmektedir. Günümüzde aile ve iş yaşantısını dengeleyen, iş yaşantısında edinim ve deneyimlerini arttırarak üst kademelere hızla tırmanan kadınlar azımsanmayacak ölçüde fazlalaşmaktadır. Günümüz iş hayatında birçok iş pozisyonları kadın çalışanlar tarafından doldurulmakta, yönetici kademelerinde çalışmaları artarak devam etmektedir. Özellikle son 20 yılda kadının iş hayatındaki konumu daha da iyiye gitse de, temsil, eşitlik ve kariyer açısından kadınlar erkeklerden geride olmaları sadece Türkiye’de değil, dünyada da mevcuttur. Ülkemizde bunu aşabilmek için kadınların eğitimde eşit haklara sahip oldukları erkekler gibi iş hayatında olmalarının yaşamsal ilk seçenekleri arasında yer alması gerekmektedir. 

BIST’de yer alan payları borsada işlem gören şirketlerin mevzuat gereği uyması gereken, Sermaye Piyasası Kurulu’nun Kurumsal Yönetim Tebliği’nde Yönetim kurullarında % 25 oranında kadın yönetim kurulu üyesi olması önerilmektedir. Ancak bunun için yetişmiş kadın üye havuzu ülkemizde maalesef yeterli değildir. Kadın yöneticilerimiz iş hayatında daha da fazla yer aldıkça, aldıkları nitelikli eğitim üzerine profesyonel yönetimde edinim ve deneyimleri arttıkça, yönetim kurullarında yer almalarının önünde bir engel yoktur. Üstelik ülkemiz düzenleyici kuruluşlarından Sermaye Piyasası Kurulu’nun borsa şirketleri için getirdiği bu uygulama dünyada çok az ülkede rastlanılan bir durumdur.

BIST şirketlerinde yapılan araştırma sonuçlarına göre; 513 şirkette 3367 yönetim kurulu üyeliği olduğu, ortalama büyüklüğün 6,5 kişi, BIST’te payları borsada işlem gören 382 şirkette ise ortalama büyüklüğün 7 kişi olduğu görülmüştür. Yönetim Kurulu ortalama büyüklüğünün BIST 100’de 8 kişi, BIST 50’de 9 kişi, BIST 30’da 9,8 kişi, Kurumsal Yönetim Endeksi şirketlerinde 8,9 olduğu saptanmıştır.

Kamuyu Aydınlatma Platformu, şirketlerin internet sitelerinden sağlanan verilerden Yönetim Kurulu toplam üye sayısı, Yönetim Kurulu Bağımsız üye sayısı, Yönetim Kurulu Yabancı uyruklu üye sayısı, Yönetim Kurulu Yabancı uyruklu Başkan sayısı ve aynı şirkette görev yapan Yönetim Kurulu Başkanı-Genel Müdür başlıklarına göre analizi yapılmıştır. Bu raporda ayrıca ülkemizde ilk defa bu kadar kapsamlı olarak iş hayatının en üst seviyelerinde Kadın konusunda veriler toplanarak analiz edilmiştir. 513 şirketteki Yönetim Kurullarında kadın üye ve Yönetim Kurulu Kadın Başkan sayıları analiz edilmiştir. Bu rapora göre; BIST şirketlerinin tümünde Yönetim kurullarında %12 oranında kadın yönetim kurulu üyesi vardır. Payları borsada işlem gören şirketlerde de bu oran aynıdır. BIST şirketlerinde yönetim kurullarında yer alan en fazla kadın üye oranı % 22 ile 20 şirketin olduğu Gelişen İşletmeler Pazarı şirketlerinde yer almaktadır.

513 BIST şirketinin 277’sinde 428, payları borsada işlem gören 382 şirketin 209’unda 332 kadın yönetim kurulu üyesi vardır.

BIST şirketlerinin tümünde 30 şirketin yönetim kurulu başkanı % 5,8 oranıyla kadındır. Payları borsada işlem gören 382 şirkette ise % 6,3 oranıyla 26 şirkette kadın yönetim kurulu başkanı bulunmaktadır.

Değişik araştırmalardan yurt dışı verilerine baktığımızda benzer, çok farklı olmayan sonuçlara rastlamaktayız. S&P 500 şirketlerinde 2010 yılında % 16 olan kadın üye oranı, 2015 yılında %20’ye çıkmıştır. 15 Avrupa ülkesinde, 2013’de kadın üye ortalaması % 17’dir. Bu oran Türkiye’deki BIST şirketleri Yönetim kurullarında yer alan Kadın Yönetim kurulu üyesi oranı olan %12’den çok farklı olmayan bir oran olarak görülmektedir. Ancak bazı Avrupa ülkelerindeki oranlar Avrupa ortalamasının çok üstün veya altındadır. En yüksek kadın üye oranın % 39 ile Norveç’te. En düşük oran ise % 8 ile Polonya ve Portekiz’dedir.

Avrupa’da Yönetim kurullarında kadın üye olmayan şirketlerin tüm şirketlere oranı 2013’de %12’dir. En yüksek oran % 40 Polonya’dadır. Buna ilişkin Türkiye verisi analiz edilmemiştir.

Yönetim kurulu üyeliğinin dünyada ve Türkiye’de gelişimi, üyelerin mevzuatlara göre sorumluluk ve yükümlülükleri, yönetim kurullarının oluşumu, süreçleri, çalışmaları, komiteleri, toplantıları, çalışma esasları ve yönetim kuruluyla ilintili tüm konuların yer alacağı daha geniş içerikle oluşturulacak yayınlara Türk iş hayatının gereksinimi olduğunun bilinciyle, TKYD üzerine düşen sorumluluk gereği yeni yayınların hazırlanmasında çaba göstermeye devam edecektir.








[1]  Türkiye Kurumsal Yönetim Kurulu Derneği Yayınları, Yönetim Kurulu Serisi Yayını I, Mustafa DOĞRUSOY
   Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeleri Ücret Araştırması 2016
[2] Türkiye Kurumsal Yönetim Kurulu Derneği Yayınları, Yönetim Kurulu Serisi Yayını II, Mustafa DOĞRUSOY
   BIST Yönetim Kurulları Araştırması 2016
[3] TÜİK,  Kazanç Yapısı Araştırması, 2010 yılı toplam ücreti esas alınarak hesaplanmıştır.
[4] TÜİK, İşgücü İstatistikleri, Kurumsal olmayan nüfusun işgücü durumu
[5] TUİK İstatistiki Göstergeler, Seçilmiş göstergelerle Türkiye (İl yayınları, 2013)

Hiç yorum yok: