Dünyadaki tüm ülkelerin toplam GSYH'si, yani o yıl içinde ürettikleri mal ve hizmetlerin bütünü 62 trilyon dolar olarak hesaplanmakta, Bu rakamının dörtte biri 14,3 trilyon dolar ABD’nin. ABD’yi 4,8 trilyon dolar ile Japonya, 4,2 trilyon dolar ile Çin, 3,8 trilyon dolar ile Almanya, 3 trilyon dolar ile Fransa, 2,8 trilyon dolar ile İngiltere, 2,4 trilyon dolar ile İtalya izliyor. Türkiye, IMF 2008 tahminlerine göre 799 milyar dolar bu sıralamada 15. sırada yer alıyor.
Dünya GSYH’nin dörtte birini oluşturan Amerika’da çıkan krizin, son yüzyılın en büyük krizi olduğu ulaşamayacağı ülke yok gibi. Ülkemizde de kriz hızla hissedilmeye başladı.
Uluslararası yatırım danışmanlık kuruluşu Goldman Sachs'ın 2050 yılına ilişkin dünya ekonomik projeksiyonu raporunda belirttiğine göre, Türkiye 2050 yılında dünyanın 9. büyük ekonomisi olacak. 2050 yılında, Japonya, Fransa, Almanya, İtalya ve Kanada gibi sanayileşmiş ülkelerini (G7 ülkelerinden) geçecek olan Türkiye'nin, milli geliri 6 trilyon doları aşacak.
Türkiye, doğru politikaları uygulamayı sürdürmesi durumunda, küresel ekonomide yeni güç dengesi olarak yer alacak.
2050'deki yeni dünya ekonomik düzeninde Çin, 70 trilyon dolarlık milli gelirle dünyanın en büyük ekonomisi olacak. Çin'i, ABD, Hindistan, Brezilya, Rusya, Endonezya, Meksika, İngiltere ve Türkiye izleyecek. 2050 yılında, dünyanın 12 en büyük ekonomisi arasında, Türkiye 9. sırada yer alırken, Japonya, Fransa, Almanya, İtalya ve Kanada gibi sanayileşmiş ülkeler Türkiye'yi geriden takip edecek.
Türkiye'nin, ilk aşamada 1 trilyon dolar, daha sonra da 6 trilyon dolar ile bugünün 9-10 katı büyüklüğündeki milli gelir düzeyini yakalayacağı ifade ediliyor. Kişi başına milli geliri ise 2024 yılına kadar, 20-25 bin dolar düzeyine yükselecek. 2033 yılına kadar kişi başına milli geliri 30 bin doların üstüne çıkacak olan Türkiye'de, kişi başına milli gelir, 2040 yılına kadar 40 bin doları geçecek ve 2050 yılında da 60-65 bin dolar düzeyine çıkacak.
Türkiye, Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya, Endonezya ve Meksika'dan oluşan (E7) ülkeler, 2025'te yakalayacakları sanayileşmiş ülkeleri, 2030 yılından itibaren geçmeye başlayacaklar.
Rapora göre, Türkiye'nin de içinde bulunduğu yükselen piyasalar, dünya ekonomisinin itici gücü ve ekonomik dengeleyicisi olacaklar.
Yükselen 7 ülke, artan dış ticaret hacimlerinin yanı sıra, dünyada en çok yabancı sermaye çekecek ülkeler arasında da yer alacaklar. Bu ülkelerden Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin ülke isimlerinin ilk harflerinden oluşan BRIC olarak da tanımlanıyor. Türkiye’de BRIC’in arkasından, en büyük ekonomik hıza sahip ülkeler arasında yer alacak. Raporda, BRIC ülkeleri ve Türkiye'nin, ekonomide ve hukukta yapısal reformlar gerçekleştirmesi ve yeni nesil reformlar yapması durumunda, daha rekabetçi bir ekonomi haline gelebileceği, bunun da yüksek büyümenin sağlanmasında altyapı oluşturacağı belirtiliyor. Türkiye'nin, Çin'den sonra dünyanın en hızlı büyüme kapasitesine sahip ülkesi olduğunun belirtildiği raporda, bu grupta en düşük büyüme hızına sahip olan ülkenin Brezilya olduğu belirtiliyor.
Türkiye, Meksika ve Brezilya gibi ülkelerin, Çin, Hindistan ve Endonezya'ya göre daha genç nüfus yapısına sahip olmaları nedeniyle, bu ülkelerin büyüme potansiyellerinin daha yüksek olduğu vurgulanıyor.
Dünya GSYH’nin dörtte birini oluşturan Amerika’da çıkan krizin, son yüzyılın en büyük krizi olduğu ulaşamayacağı ülke yok gibi. Ülkemizde de kriz hızla hissedilmeye başladı.
Uluslararası yatırım danışmanlık kuruluşu Goldman Sachs'ın 2050 yılına ilişkin dünya ekonomik projeksiyonu raporunda belirttiğine göre, Türkiye 2050 yılında dünyanın 9. büyük ekonomisi olacak. 2050 yılında, Japonya, Fransa, Almanya, İtalya ve Kanada gibi sanayileşmiş ülkelerini (G7 ülkelerinden) geçecek olan Türkiye'nin, milli geliri 6 trilyon doları aşacak.
Türkiye, doğru politikaları uygulamayı sürdürmesi durumunda, küresel ekonomide yeni güç dengesi olarak yer alacak.
2050'deki yeni dünya ekonomik düzeninde Çin, 70 trilyon dolarlık milli gelirle dünyanın en büyük ekonomisi olacak. Çin'i, ABD, Hindistan, Brezilya, Rusya, Endonezya, Meksika, İngiltere ve Türkiye izleyecek. 2050 yılında, dünyanın 12 en büyük ekonomisi arasında, Türkiye 9. sırada yer alırken, Japonya, Fransa, Almanya, İtalya ve Kanada gibi sanayileşmiş ülkeler Türkiye'yi geriden takip edecek.
Türkiye'nin, ilk aşamada 1 trilyon dolar, daha sonra da 6 trilyon dolar ile bugünün 9-10 katı büyüklüğündeki milli gelir düzeyini yakalayacağı ifade ediliyor. Kişi başına milli geliri ise 2024 yılına kadar, 20-25 bin dolar düzeyine yükselecek. 2033 yılına kadar kişi başına milli geliri 30 bin doların üstüne çıkacak olan Türkiye'de, kişi başına milli gelir, 2040 yılına kadar 40 bin doları geçecek ve 2050 yılında da 60-65 bin dolar düzeyine çıkacak.
Türkiye, Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya, Endonezya ve Meksika'dan oluşan (E7) ülkeler, 2025'te yakalayacakları sanayileşmiş ülkeleri, 2030 yılından itibaren geçmeye başlayacaklar.
Rapora göre, Türkiye'nin de içinde bulunduğu yükselen piyasalar, dünya ekonomisinin itici gücü ve ekonomik dengeleyicisi olacaklar.
Yükselen 7 ülke, artan dış ticaret hacimlerinin yanı sıra, dünyada en çok yabancı sermaye çekecek ülkeler arasında da yer alacaklar. Bu ülkelerden Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin ülke isimlerinin ilk harflerinden oluşan BRIC olarak da tanımlanıyor. Türkiye’de BRIC’in arkasından, en büyük ekonomik hıza sahip ülkeler arasında yer alacak. Raporda, BRIC ülkeleri ve Türkiye'nin, ekonomide ve hukukta yapısal reformlar gerçekleştirmesi ve yeni nesil reformlar yapması durumunda, daha rekabetçi bir ekonomi haline gelebileceği, bunun da yüksek büyümenin sağlanmasında altyapı oluşturacağı belirtiliyor. Türkiye'nin, Çin'den sonra dünyanın en hızlı büyüme kapasitesine sahip ülkesi olduğunun belirtildiği raporda, bu grupta en düşük büyüme hızına sahip olan ülkenin Brezilya olduğu belirtiliyor.
Türkiye, Meksika ve Brezilya gibi ülkelerin, Çin, Hindistan ve Endonezya'ya göre daha genç nüfus yapısına sahip olmaları nedeniyle, bu ülkelerin büyüme potansiyellerinin daha yüksek olduğu vurgulanıyor.