22 Haziran 2015 Pazartesi

Uluslararası Denetim Standartları ve Sermaye Piyasası Kurulu Düzenlemeleri açısından İlişkili Taraf İşlemleri

İlişkili taraf ilişkileri, iş ve ticaretin normal bir parçasıdır. İlişkili taraflar arasında kaynakların, hizmetlerin ya da yükümlülüklerin bir bedel karşılığı olup olmadığına bakılmaksızın transferidir. Şirketler çoğu kez faaliyetlerinin bir kısmını iştirakleri, bağlı ortaklıkları, iş ortakları ile sürdürür. İlişkili taraf ilişkisi, bir şirketin kâr veya zararı ve finansal durumu üzerinde etkili olabilir. İlişkili taraflar, ilişkili olmayan tarafların yapmayacağı işlemler içerisine girebilirler. Örneğin, ana ortaklığına maliyet bedelinden ürün satan bir şirket, diğer bir müşteriye aynı koşullarda satış yapamayabilir. Ve ilişkili taraflar arasındaki işlemler ilişkili olmayan taraflarla yapılan işlemlerle aynı tutarda gerçekleşmeyebilir. Bu gibi durumlarda bir şirketin kar veya zararı ve finansal durumu, ilişkili taraf işlemleri gerçekleşmemiş olsa bile ilişkili taraf ilişkilerinden etkilenebilir. Yalnızca ilişkinin var olması bile, şirketin diğer taraflarla olan işlemlerini etkilemeye yeterli olabilir. Bir bağlı ortaklık, aynı alanda faaliyet gösteren bir başka bağlı ortaklığın ana ortaklığı tarafından satın alınması üzerine, daha önce ticari ilişkide bulunduğu bir şirketle olan ilişkisine son verebilir/vermek zorunda kalabilir. Bir bağlı ortaklığa ana ortaklığı tarafından araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunmaması talimatı verilmiş olabilir. Bunun gibi birçok nedenlerden dolayı, ilişkili taraflarla olan ilişkilerin, işlemlerin ve mevcut bakiyelerin bilinmesi, finansal tablo inceleyenlerin, takip edenlerin, şirketin karşılaştığı riskler ve fırsatlar dahil olmak üzere, şirketin faaliyetleri hakkındaki yapacakları değerlendirmeyi etkileyebilir.

Hissedarlık, bağlı ortaklık, sözleşmeye dayalı haklar, şirketler grubu veya holding çatısı altında olmak,  aile ilişkisi veya benzeri yollarla karşı tarafı doğrudan veya dolaylı bir şekilde kontrol edebilen veya önemli derecede etkileyebilen şirketler, ilişkili şirket olarak tanımlanırlar. İlişkili şirketlere aynı zamanda sermayedarlar ve şirket yönetimi de dahildir.

İlişkili taraf olarak kabul edilen şirketlerde yapılan işlemler hile ve yolsuzluk yapılmasına çok uygun olmaları nedeniyle bağımsız denetim açısından büyük önem taşımaktadır. Bağımsız denetçinin, denetimi planlama safhasında yapması gereken işlemlerden bir tanesi de denetimini gerçekleştirdiği müşteri işletme ile ilişkili olan kişi ve kuruluşları belirlemektir.

İlişkili taraf işlemleri; Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından Türkiye Muhasebe Standartları içinde TMS 24 olarak ilk kez 31 12 2005 tarih, 26040 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu standart o zamandan bu yana sekiz defa güncellenmiş olup, en son güncelleme 18.09.2014 tarih, 29123 sayılı resmi gazetede yayınlanmıştır.

Türkiye Muhasebe Standartları içinde TMS 24’te tanımlandığı şekilde; herhangi bir ilişkili tarafla yapılan işlem, birbirleriyle ilişkili taraf durumunda olan şirketlerin hizmetlerini, kaynaklarını, yükümlülüklerini paylaşmalarıdır. Bu paylaşım da bir bedel söz konusu olmadığı durumlarda işlemin bu niteliğini ortadan kaldırmaz. Örneğin imalat sektöründeki bir şirket ile bu şirketin ortaklığı, bağlı ortaklığı olan ilişkili taraf kabul edilen ve pazarlama işiyle uğraşan bir şirketin aralarındaki ürünlerin pazarlanması işlemi, bedelli de, bedelsiz de olsa ilişkili tarafla yapılan bir işlem olarak kabul edilmektedir.

İlişkili taraf; finansal tablolarını hazırlayan şirketle ilişkili olan kişi veya şirkettir.
Bir kişi veya bu kişinin yakın ailesinin bir üyesi; raporlayan şirket üzerinde kontrol veya müşterek kontrol gücüne veya o şirket üzerinde önemli etkiye sahip olması veya ana ortaklığının kilit yönetici olması durumunda ilişkili taraf demektir.

Şirket; raporlayan şirketlerle aynı grubun üyesi ise, yani bir ana ortaklık, bağlı ortaklık ve diğer bağlı ortaklık ise veya şirketin, diğer şirketin (diğer işletmenin de üyesi olduğu bir grubun üyesinin) iştiraki ya da iş ortaklığı ise veya her iki şirketin de aynı bir üçüncü tarafın iş ortaklığı olması halinde ilişkili taraf demektir.

Türkiye Muhasebe Standartları içinde TMS 24’te İlişkili taraf ile yapılmış olmaları durumunda açıklanması gereken işlemler;
·     Mal alım veya satımı (mamul ya da yarı mamul),
·      Maddi duran varlık ve diğer varlıkların alım veya satımı,
·      Hizmet sunumu veya alımı,
·      Kiralamalar,
·      Araştırma ve geliştirme transferleri,
·      Lisans anlaşmaları kapsamında yapılan transferler,
·  Finansman anlaşmaları kapsamında yapılan transferler (nakdi ya da gayri nakdi krediler ve özkaynak katkıları dâhil olmak üzere),
·      Teminat veya kefalet karşılıkları,
·    Belirli koşullar altında yürürlüğe girecek sözleşmeler 
   (muhasebeleştirilmiş ve muhasebeleştirilmemiş) dahil olmak üzere, gelecekte belirli bir olayın meydana gelmesi ya da gelmemesi durumunda bir şeyin yapılmasına ilişkin taahhütler,
·    Şirket adına veya şirket tarafından söz konusu ilişkili taraf adına borçların ödenmesi.
şeklinde belirlenmiştir.

İlişkili Taraf İşlemleri kavramı Borsa şirketlerinde ise ilk kez Sermaye Piyasası Kurulu tarafından 19.03.2008 tarih, 26921 sayılı resmi gazetede yayınlanan “Sermaye Piyasası Kanunu’na Tabi Olan Anonim Ortaklıkların Uyacakları Esaslar Hakkında Tebliği Seri: IV No: 41” ile yürürlüğe girmiştir. Bu tebliğle ilişkili taraflar arasında yapılan işlemlerin, yaygın ve süreklilik arz eden işlemlerin değerlemesinin nasıl yapılacağı ve kamuoyuna duyurulacağı tanımlanmıştır.

Günümüzdeki uygulamaların dayanağı ise; 30.12.2012 tarih, 28513 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6362 Sermaye Piyasası Kanununda geçerli olan hali tanımlanmıştır. Bu kanunun Kurumsal Yönetim İlkeleri başlığında madde 17 (3)’e göre; Halka açık ortaklıkların, ilişkili tarafları ile gerçekleştirecekleri Kurulca belirlenecek nitelikteki işlemlere başlamadan önce, yapılacak işlemin esaslarını belirleyen bir yönetim kurulu kararı almaları zorunludur. Söz konusu yönetim kurulu kararlarının uygulanabilmesi için bağımsız yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğunun onayı aranmaktadır. Bağımsız yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğunun söz konusu işlemi onaylamaması hâlinde, bu durumun işleme ilişkin yeterli bilgiyi içerecek şekilde kamuyu aydınlatma düzenlemeleri çerçevesinde kamuya duyurulması ve işlemin genel kurul onayına sunulması zorunlu hale getirilmiştir. Söz konusu genel kurul toplantılarında, işlemin tarafları ve bunlarla ilişkili kişilerin oy kullanamayacakları bir oylamada karar alınması gereklidir. Bu maddenin genel kurul toplantısında görüşülmesinde, toplantı nisabının aranmaması, oy hakkı bulunanların basit çoğunluğu ile karar alınması,  uygun olarak alınmayan yönetim kurulu ve genel kurul kararları geçerli sayılması kanun gereğidir.

Yine Sermaye Piyasası Kanunu Örtülü kazanç aktarımı başlığı madde 21 (3)’e göre; Halka açık ortaklıklar ve kolektif yatırım kuruluşları, ilişkili taraf işlemlerinin emsallerine, piyasa teamüllerine, ticari hayatın basiret ve dürüstlük ilkelerine uygun şartlarda gerçekleştirilmiş olduğunu belgelemek ve bu durumu tevsik edici bilgi ve belgeleri en az sekiz yıl süre ile saklamak zorundalar.

Sermaye Piyasası Kanununa göre düzenlemeler yapılarak İlişkili Taraf İşlemleri Sermaye Piyasası Kurulu tarafından 03.01.2014 tarih, 28871 sayılı resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Kurumsal Yönetim Tebliği (II-17.1) içine alınmıştır. Böylece Kurumsal Yönetimin sahası içine dahil edilmiştir. İlişkili taraf işlemleri bu tebliğin üçüncü bölümü madde 9 ve madde 10’da İlişkili taraflarla gerçekleştirilecek işlemler ve Yaygın ve süreklilik arz eden işlemler başlıklarında açıklanmaktadır.

Bu tebliğe göre; Ortaklıkların ve bağlı ortaklıklarının, ilişkili tarafları ile gerçekleştirecekleri işlemlere başlamadan önce, yapılacak işlemin esaslarını belirleyen bir yönetim kurulu kararı almaları zorunludur.

Şöyle ki;
·   Varlık ve hizmet alımı benzeri işlemler ile yükümlülük transferi işlemlerinde; işlem tutarının, kamuya açıklanan son finansal tablolara göre varlık toplamına veya kamuya açıklanan son yıllık finansal tablolara göre oluşan hasılat tutarına ya da yönetim kurulu karar tarihinden önceki altı aylık günlük düzeltilmiş ağırlıklı ortalama fiyatların aritmetik ortalaması baz alınarak hesaplanacak şirket değerine olan oranının, %5’ten fazla olarak gerçekleşeceğinin öngörülmesi durumunda
·   Varlık ve hizmet satışı benzeri işlemlerde; işlem tutarının (varlığın net defter değerinin yüksek olması durumunda net defter değerinin), kamuya açıklanan son finansal tablolara göre varlık toplamına veya kamuya açıklanan son yıllık finansal tablolara göre oluşan hasılat tutarına (varlığın devri, kiraya verilmesi veya üzerinde ayni hak tesis edilmesi durumunda, son yıllık finansal tablolara göre söz konusu varlıktan elde edilen karın ortaklığın sürdürülen faaliyetler vergi öncesi karına) ya da yönetim kurulu karar tarihinden önceki altı aylık günlük düzeltilmiş ağırlıklı ortalama fiyatların aritmetik ortalaması baz alınarak hesaplanacak şirket değerine olan oranının %5’ten fazla olarak gerçekleşeceğinin öngörülmesi durumunda
Yönetim kurulu kararına bağlanır.

Ancak işleme konu varlığın pay olması ve söz konusu payların devrinin borsada gerçekleştirilmesi durumunda değerleme zorunluluğu yoktur.

Ortaklıkların ve bağlı ortaklıklarının ilişkili tarafları ile gerçekleştirecekleri kiralama işlemlerinde ve/veya nakit akışlarının kesin olarak ayrıştırılabildiği diğer işlemlerde işlem tutarı olarak, toplam kira gelir/giderlerinin ve/ veya diğer gelir/giderlerin indirgenmiş nakit akışı yöntemine göre hesaplanan net bugünkü değeri dikkate alınır.

Ortaklıkların ve bağlı ortaklıklarının ilişkili tarafları ile gerçekleştirecekleri ticari işlemlerde; hasılatın %5 oranındaki kısmına isabet eden tutarın, toplam öz kaynakların binde biri oranındaki kısmına karşı gelen tutardan düşük olması halinde; hasılata dayalı oran uygulanabilir olarak kabul edilmez.

Yukarıda belirtilen oranlarda %10’dan fazla bir orana ulaşılacağının öngörülmesi durumunda, değerleme yaptırılması yükümlülüğüne ek olarak işleme ilişkin yönetim kurulu kararlarında bağımsız üyelerin çoğunluğunun onayı aranır. Bağımsız üyelerin çoğunluğunun söz konusu işlemi onaylamaması halinde, gelişme işleme ilişkin yeterli bilgiyi içerecek şekilde KAP’ta açıklanır ve işlem genel kurul onayına sunulur. Konunun görüşüleceği yönetim kurulu toplantılarında, bağlı ortaklıklarının ilişkili tarafları ile ilişkisi olan yönetim kurulu üyeleri oy kullanamaz. Konu genel kurul toplantılarına taşındığı durumda da işlemin tarafları ve bunlarla ilişkili kişilerin oy kullanamayacakları bir oylamada karar alınır.

Ortaklıkların ve bağlı ortaklıklarının ilişkili tarafları ile gerçekleştirecekleri işlemlerde; Yatırım ortaklıklarının ilişkili taraflarından aldıkları portföy yönetimi, yatırım danışmanlığı ve sermaye piyasası araçlarının alım satımına aracılık hizmetleri için herhangi bir hüküm uygulanmaz. Yine benzeri şekilde bankaların ve finansal kuruluşların olağan faaliyetlerinden kaynaklanan ilişkili taraf işlemleri için bu madde kapsamında yer alan yükümlülükleri yerine getirmesi zorunlu değildir.

Sermaye Piyasası Kurulu, gerekli gördüğü takdirde, yukarıda belirtilen oranlara bağlı kalmaksızın ortaklıklar ve bağlı ortaklıkların, ilişkili tarafları veya ilişkili olmayan tarafları arasındaki işlemlerinde değerleme yapılmasını ve sonuçlarının kamuya açıklanmasını zorunlu tutabilir.

Ortaklıkların ve bağlı ortaklıklarının ilişkili tarafları ile gerçekleştirecekleri işlemler yaygın ve süreklilik arz edebilir. Bu halde taraflar arasındaki yaygın ve süreklilik arz eden işlemlerin kapsamı ve bu işlemlere ilişkin şartların yönetim kurulu tarafından karara bağlanması gereklidir. Söz konusu işlemlerin kapsamında ve şartlarında zaman içinde önemli bir değişiklik olursa, konu hakkında alınan karar yeniden yönetim kurulunda değişikliğe göre alınmalıdır.

Ortaklıklar ve bağlı ortaklıkları ile ilişkili tarafları arasındaki yaygın ve süreklilik arz eden işlemlerin bir hesap dönemi içerisindeki tutarının; alış işlemlerinde kamuya açıklanan son yıllık finansal tablolara göre oluşan satışların maliyetine olan oranının veya satış işlemlerinde kamuya açıklanan son yıllık finansal tablolara göre oluşan hasılat tutarına olan oranının %10’dan fazla bir orana ulaşacağının öngörülmesi durumunda, yönetim kurulu kararına ilaveten, ortaklık yönetim kurulu tarafından işlemlerin şartlarına ve piyasa koşulları ile karşılaştırılmasına ilişkin olarak bir rapor hazırlanır ve bu raporun tamamı veya sonucu KAP’ta açıklanır. Oranların hesaplanmasında, aynı nitelikteki işlemlerin toplu değerlendirilmesi esas olup, aynı ortaklık ile yapılan ve farklı nitelikteki işlemlerin her birinin ayrı birer işlem olarak değerlendirilmesi gerekir. Yine alınan bu kararlarda bağımsız yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğunun söz konusu işlemleri onaylamaması halinde, muhalefet gerekçesinin KAP’ta açıklanması zorunludur.

Hazırlanan ilişkili taraflar raporunda;
·  İşleme taraf şirketler hakkında ticaret unvanı, şirket ile ilgili olan faaliyetleri, halka açık olup olmadığı, yıllık bazda aktif toplamı, faaliyet karı, net satışlar gibi özet finansal veriler ve benzerlerini de içerecek bilgi.
·   İşleme taraf şirketlerle olan ilişkilerin niteliği, ortaklığın faaliyetlerine olan etkisi hakkında genel bilgi.
·      İşlemin dayandığı sözleşmenin tarihi, konusu, ticari sır niteliğinde olmamak kaydıyla sözleşmedeki önemli unsurlar, daha önce izahname gibi dokümanlarda yer verilmiş ise buna ilişkin bilgi.
·      İşlemin piyasa koşullarına uygunluğu değerlendirilirken esas alınan kriterler.
İşlemin piyasa koşullarına uygun olup olmadığı hakkında değerlendirme.
gibi hususlara yer verilmesi zorunludur.

İlişkili taraf raporları, Faaliyet raporlarında ve finansal tabloların içinde bulunmasının yanında, ayrıca Kamuoyu Aydınlatma Platformunda Özel Durum Açıklaması olarak açıklanmak zorundadır.

Taraflar arasındaki yaygın ve süreklilik arz eden işlemlerde; temettü dağıtımı, sermaye artırımı nedeniyle yeni pay alma hakkı kullanımı ve yöneticilerin mali haklarına ilişkin ödemeler ile menkul kıymet yatırım ortaklıklarının, gayrimenkul yatırım ortaklıklarının ve girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının ilişkili taraflarından aldıkları portföy yönetimi, yatırım danışmanlığı ve sermaye piyasası araçlarının alım satımına aracılık hizmetleri ile bankaların ve finansal kuruluşların olağan faaliyetlerinden kaynaklanan ilişkili taraf işlemleri için herhangi bir hüküm uygulanmaz.

Ø İlişkili taraf işlemleri; Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından Türkiye Muhasebe Standartları içinde TMS 24 olarak belirtilmiştir.
Ø İlişkili tarafla yapılan işlem, birbirleriyle ilişkili taraf durumunda olan şirketlerin hizmetlerini, kaynaklarını, yükümlülüklerini paylaşmalarıdır.
Ø İlişkili taraf işlemlerine başlamadan önce, yapılacak işlemin esaslarını belirleyen bir yönetim kurulu kararı almaları zorunludur.
Ø İlişkili taraf işlemlerinin görüşüleceği yönetim kurulu toplantılarında, bağlı ortaklıklarının ilişkili tarafları ile ilişkisi olan yönetim kurulu üyeleri oy kullanamaz.
Ø İlişkili taraf işlemlerine yönetim kurulu kararlarının uygulanabilmesi için bağımsız yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğunun onayı aranır.
Ø İlişkili taraf işlemlerini Bağımsız yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğunun onaylamaması hâlinde, kamuyu aydınlatma düzenlemeleri çerçevesinde kamuya duyurulur ve işlem genel kurul onayına sunulur.

Ø İlişkili taraf raporları, Faaliyet raporlarında ve finansal tabloların içinde bulunmasının yanında, ayrıca Kamuoyu Aydınlatma Platformunda Özel Durum Açıklaması olarak açıklanmak zorundadır.

Bu makale Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği yayın organı TKYD Dergisi 27. sayı 56-60 sayfalarında yayınlanmıştır.

http://www.tkyd.org/files/downloads/faaliyet_alanlari/yayinlarimiz/kurumsal_yonetim_dergisi/TKYD_Deryi_Sayi_27_Small.pdf

Hiç yorum yok: