"Dünya Kadınlar Günü"nde Kadınların yönetimde yer alması...
Türkiye Kurumsal
Yönetim Derneği “Yönetim Kurulu Serisi”nin I. yayını olarak hazırlanan ve 14
Ocak 2016’da kamuoyu ile paylaşılan “Bağımsız Yönetim Kurulu Ücret
Araştırması”nda[1] payları
borsada işlem gören şirketlerde 856 Bağımsız Yönetim kurulu üyeliğinden
86’sının Kadın üyelerden oluştuğu saptamıştır. Bu verilere göre 66 Kadın Yönetim
Kurulu üyesi, şirketlerin Yönetim kurullarında yer almaktadır. Birden fazla
hatta üç, dört farklı şirkette görev alan kadın yönetim kurulu üyelerinin
olduğu görülmektedir.
Türkiye Kurumsal
Yönetim Derneği’nin “Yönetim Kurulu Serisi”nin II. yayını olarak hazırlanan ve 24 Mart 2016’da kamuoyu ile paylaşılacak “BIST Şirketleri Yönetim Kurulları
Araştırması”nda[2] ise 513
şirketin Yönetim Kurullarının yapısı analiz edilmiştir.
Kurumların yüksek
performanslı, rekabetçi ve uluslararası yönetim ilkelerine sahip, paydaşlarına
en fazla değer yaratan kurumlar haline gelmesi, yönetim kurullarının yapı,
faaliyet, etkin çalışmalarının Kurumsal yönetimin en önemli konularından olduğu
açıktır. İş hayatında nitelikli eğitim ve deneyim sahibi kadınların şirketlerde
gerek icra yönetiminde en üst kademelerde, gerekse Yönetim kurullarında yer
alması kurumsal yönetimin çeşitliliği açısından da çok önemlidir. Bu ülkemizde
de her zaman desteklenen ve son yıllarda artan bir trend kazanan bir olgudur.
TUİK[3]
kazanç yapısı araştırmalarında yönetici pozisyonunda kadınların erkeklere göre
% 7,3 oranında fazla ücret aldıkları saptanmıştır. 2010 yılına ait olmakla
birlikte bu konuda yayınlanan en son veri olarak TUİK tarafından ilan edilen bu
raporda profesyonel meslek gruplarında bu oran erkekler lehine % 19,4 daha
fazladır. Bundan nicelik açısından olmasa da yönetici kademesine geçen
kadınların ücretlerinin daha fazla olduğu sonucuna varmak mümkündür. Ancak
diğer kademelerde ücretlendirmede kadına göre negatif bir sonuç olduğu
söylenebilir.
TUİK Ocak 2016[4]
verilerine göre 15 ve daha yukarı yaş üstü nüfus olan 58 Milyon 366 bin kişiden
28 Milyon 802 bini iş gücüne dahil olmayan nüfustur. Bu nüfusun 11 Milyon 303
bini ev işleriyle meşgul olarak belirtilmektedir. Buradan işgücüne dahil
olmayan nüfusumuzun %39,2’sinin çalışabileceği halde çalışmayan kadın nüfus
olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’nin eğitim istatistiklerinde kadın/erkek
verilerine bölgesel anlamda bakıldığında kadın aleyhine çok büyük farklar olmadığı,
eğitim durumunda her seviyede yaklaşık oranlar olduğu söylenebilir. Diğer bir
yaklaşımla ülkemizde çok önceki geçmiş yıllara göre kadın açısından negatif bir
ayrımcılık yoktur. Burada önemli olan husus eğitim görmüş kadın nüfusumuzun,
aldığı eğitimin gereği ve karşılığı olarak iş gücüne katılımının
desteklenmesidir. TUİK 2013[5]
verilerine göre 15 ve daha yukarı yaş nüfusu 57 Milyon 419 bin kişidir. Bu
nüfusta kadın erkek oranı hemen hemen aynıdır. Okuma yazma bilmeyenlerde 443
Bin erkek, 2 milyon 200 bin kadın şeklindedir. Ancak yönetici kademesini
ilgilendiren yüksek okul, yüksek lisans, doktora mezunu nüfusumuza
baktığımızda; 1 milyon 518 bin toplam yüksek okul mezununun % 48 oranıyla 728
bininin kadın, 171 bin toplam yüksek lisans mezununun % 48 oranıyla 74 bininin
kadın, doktora toplam mezunun 40 bin kişinin % 43 oranıyla 17 bininin kadın
olduğunu görmekteyiz. Sayı olarak olmasa da kadın/erkek açısından oranların
ülkemiz adına sevindirici olduğunu düşünebiliriz.
Ülkemizde iş
hayatında ücret, işe alım ve terfi süreçlerinde cinsiyete özel kriterler
tanımlanmasının özellikle son yıllarda yüksek oranda yapıldığı söylenemez.
Cinsiyete göre adil davranılması, eğitim, bilgi, deneyim ve edinimlere göre
tercih yapılması iş hayatında cinsiyet çeşitliliği ve kadının güçlendirilmesi,
ekonomik ve sosyal kalkınma açısından gereklidir. Kadınların özelikle yönetimde
yer alması çeşitlilik, yaratıcılık ve yenilikçilik açısından büyük önem
arzetmekte, çeşitliliğe sahip yönetim kurullarının daha yerinde kararlar alabildiği
gözlenmektedir. Şirketlerde kadınların yönetici rollerini üstlenmeleri,
kadınların istihdama katılımı ve yönetsel etkinliğinin arttırılması ülkemizin
yararınadır.
İş hayatında
karşılaştığı sorunlar yanında kadın; aile yaşamında iş ve aile sorumluluklarının
çatışması, ev işleri ve çocuk yetiştirme gibi sorunlarla karşı karşıya kalabilmektedir.
Ancak aile hayatında karşılaşılan sadece kadın olmanın getirdiği ve toplumsal cinsiyet
rollerinin doğurduğu sorunlar gittikçe önemini yitirmektedir. Günümüzde aile ve
iş yaşantısını dengeleyen, iş yaşantısında edinim ve deneyimlerini arttırarak
üst kademelere hızla tırmanan kadınlar azımsanmayacak ölçüde fazlalaşmaktadır. Günümüz
iş hayatında birçok iş pozisyonları kadın çalışanlar tarafından doldurulmakta,
yönetici kademelerinde çalışmaları artarak devam etmektedir. Özellikle son 20
yılda kadının iş hayatındaki konumu daha da iyiye gitse de, temsil, eşitlik ve
kariyer açısından kadınlar erkeklerden geride olmaları sadece Türkiye’de değil,
dünyada da mevcuttur. Ülkemizde bunu aşabilmek için kadınların eğitimde eşit
haklara sahip oldukları erkekler gibi iş hayatında olmalarının yaşamsal ilk
seçenekleri arasında yer alması gerekmektedir.
BIST’de yer alan
payları borsada işlem gören şirketlerin mevzuat gereği uyması gereken, Sermaye
Piyasası Kurulu’nun Kurumsal Yönetim Tebliği’nde Yönetim kurullarında % 25
oranında kadın yönetim kurulu üyesi olması önerilmektedir. Ancak bunun için
yetişmiş kadın üye havuzu ülkemizde maalesef yeterli değildir. Kadın
yöneticilerimiz iş hayatında daha da fazla yer aldıkça, aldıkları nitelikli
eğitim üzerine profesyonel yönetimde edinim ve deneyimleri arttıkça, yönetim
kurullarında yer almalarının önünde bir engel yoktur. Üstelik ülkemiz
düzenleyici kuruluşlarından Sermaye Piyasası Kurulu’nun borsa şirketleri için
getirdiği bu uygulama dünyada çok az ülkede rastlanılan bir durumdur.
BIST şirketlerinde
yapılan araştırma sonuçlarına göre; 513 şirkette 3367 yönetim kurulu üyeliği
olduğu, ortalama büyüklüğün 6,5 kişi, BIST’te payları borsada işlem gören 382
şirkette ise ortalama büyüklüğün 7 kişi olduğu görülmüştür. Yönetim Kurulu
ortalama büyüklüğünün BIST 100’de 8 kişi, BIST 50’de 9 kişi, BIST 30’da 9,8
kişi, Kurumsal Yönetim Endeksi şirketlerinde 8,9 olduğu saptanmıştır.
Kamuyu Aydınlatma
Platformu, şirketlerin internet sitelerinden sağlanan verilerden Yönetim Kurulu
toplam üye sayısı, Yönetim Kurulu Bağımsız üye sayısı, Yönetim Kurulu Yabancı
uyruklu üye sayısı, Yönetim Kurulu Yabancı uyruklu Başkan sayısı ve aynı
şirkette görev yapan Yönetim Kurulu Başkanı-Genel Müdür başlıklarına göre
analizi yapılmıştır. Bu raporda ayrıca ülkemizde ilk defa bu kadar kapsamlı
olarak iş hayatının en üst seviyelerinde Kadın konusunda veriler toplanarak
analiz edilmiştir. 513 şirketteki Yönetim Kurullarında kadın üye ve Yönetim
Kurulu Kadın Başkan sayıları analiz edilmiştir. Bu rapora göre; BIST
şirketlerinin tümünde Yönetim kurullarında %12 oranında kadın yönetim kurulu
üyesi vardır. Payları borsada işlem gören şirketlerde de bu oran aynıdır. BIST
şirketlerinde yönetim kurullarında yer alan en fazla kadın üye oranı % 22 ile
20 şirketin olduğu Gelişen İşletmeler Pazarı şirketlerinde yer almaktadır.
513 BIST şirketinin
277’sinde 428, payları borsada işlem gören 382 şirketin 209’unda 332 kadın
yönetim kurulu üyesi vardır.
BIST şirketlerinin
tümünde 30 şirketin yönetim kurulu başkanı % 5,8 oranıyla kadındır. Payları
borsada işlem gören 382 şirkette ise % 6,3 oranıyla 26 şirkette kadın yönetim
kurulu başkanı bulunmaktadır.
Değişik
araştırmalardan yurt dışı verilerine baktığımızda benzer, çok farklı olmayan
sonuçlara rastlamaktayız. S&P 500 şirketlerinde 2010 yılında % 16 olan
kadın üye oranı, 2015 yılında %20’ye çıkmıştır. 15 Avrupa ülkesinde, 2013’de
kadın üye ortalaması % 17’dir. Bu oran Türkiye’deki BIST şirketleri Yönetim
kurullarında yer alan Kadın Yönetim kurulu üyesi oranı olan %12’den çok farklı
olmayan bir oran olarak görülmektedir. Ancak bazı Avrupa ülkelerindeki oranlar
Avrupa ortalamasının çok üstün veya altındadır. En yüksek kadın üye oranın % 39
ile Norveç’te. En düşük oran ise % 8 ile Polonya ve Portekiz’dedir.
Avrupa’da Yönetim
kurullarında kadın üye olmayan şirketlerin tüm şirketlere oranı 2013’de
%12’dir. En yüksek oran % 40 Polonya’dadır. Buna ilişkin Türkiye verisi analiz
edilmemiştir.
Yönetim kurulu
üyeliğinin dünyada ve Türkiye’de gelişimi, üyelerin mevzuatlara göre sorumluluk
ve yükümlülükleri, yönetim kurullarının oluşumu, süreçleri, çalışmaları,
komiteleri, toplantıları, çalışma esasları ve yönetim kuruluyla ilintili tüm
konuların yer alacağı daha geniş içerikle oluşturulacak yayınlara Türk iş
hayatının gereksinimi olduğunun bilinciyle, TKYD üzerine düşen sorumluluk
gereği yeni yayınların hazırlanmasında çaba göstermeye devam edecektir.
[1] Türkiye Kurumsal Yönetim Kurulu Derneği
Yayınları, Yönetim Kurulu Serisi Yayını I, Mustafa DOĞRUSOY
Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeleri Ücret
Araştırması 2016
[2]
Türkiye Kurumsal Yönetim Kurulu Derneği Yayınları,
Yönetim Kurulu Serisi Yayını II, Mustafa DOĞRUSOY
BIST Yönetim Kurulları Araştırması 2016
[5] TUİK İstatistiki Göstergeler, Seçilmiş
göstergelerle Türkiye (İl yayınları, 2013)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder